Her akşam,
Güneşin battığı yere kilitlenirim, yoksun...
Bir martının gölgesi düşer akşamın kızıllığına;
Öyle bir AH kopar ki, yüreğimden,
Hicrânımın külü savrulur nefesimden...
Pranga vurulmuş kanatlarına,
Çırpınıyor, çığlık çığlığa!
Yaralı belli ki, yüreği
Kırmızı akmış, beyazına...
Sen ki; gönüllerin edası,
Mavi suların ezeli sevdası,
Sana reva mıdır Martım, bu azap...
Bir Kara-yel koptu, esti amansız
Döküldü yapraklar soldu zamansız
Dev dalgalar yoldu teleklerini
Oysa berraktı gök, hava dumansız...
...
Mıhlanmış boşluğa kanat çaresiz
Uçuşlara yasak konmuş süresiz...
*
Olmuyor dostum olmuyor
Gönül, kaydını silmiyor...
Gecelere ay doğsa da,
Güneşin yeri dolmuyor...
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder